Genel

Bu kez sadece özlem…


Bu kez oturup şuraya gidin burayı görün demekten farklı olacak  yazım. Özlemleri,duyguları içerecek ağırlıklı olarak. Zaman zaman gelen ve üzerime yapışıp kalan ruh halini anlatacagım size. Bize ne bundan diyebilirsiniz….haklısınız da. Sadece yazmak istedim işte. Kendi kendime yazmaktansa paylaşmak belki de.Bilmiyorum.

Bugun aralıgın 16sı….New York buz gibidir. İliklerine kadar donduruyordur sabah telaşında sokağa dökülen insanları…Bir yudum kahveyle ısınmaya çalışıyorlardır missss gibi Dunkin Donuts kokan sokaklarında. Takım elbiselerinin altına giydikleri spor ayakkabılarla karda yürümeye çalışanlar şirketlerinin önünde aceleyle ayakkabılarını değiştirmeye calışıyorlardır. Kimisi elinde bacon ve yumurtalı bagelını taşırken kimisi de hızla yemeğe çalışıyordur sandviçini.

New York öyle bir dondurur ki adamı,sokağa adım atmaya korkarsınız. Normalde 1saat sıra bekleyeceğiniz lokanlatalarında tek başına yemek yersiniz soguktan. Bu insanlar nerde diye merak edersiniz. Ama Rockefeller Center’a doğru gittiginiz anda keyfiniz yerine gelir. Senenin en büyük agacını tüm endamıyla karsınızda gorunce “işte bu” dersiniz.Hele bir de o ağacın ihtişamında buz pateni yaparsanız değmeyin keyfinize…Yılbaşına Times Square’de girmeye çalışmanızı öneremem…size bu haksızlığı yapamam. Buzdan heykele dönüşmenize gönlüm razı olmaz zira. Yapacak onca başka organizasyon varken sokakta donmak niye diye sorarlar adama.

Çılgınlıkların,özgürlerin şehrini bir hüzün kaplar kış aylarında. Bembeyaz örtünün altına gizler kendini adeta.Sanki herşeyi saklamak istercesine rengini değiştirir,soluklaştırır. Oysa o naparsa yapsın hep canlıdır. O ne yaparsa yapsın onun havasını solumuş insanları kendisine esir eder. İster soluk olsun renkleri ister canlı,uzaklarda bir yerlerde onu özleyen birileri hep vardır. Kim ne derse desin O’nun için,sevgisi öyle başkadır ki özlemle yakar yüregini….ve uzaklarda adını duydugunda hüzne hapseder insanı. New York,hayallerin gerçekleştiği rüya şehir….dondurucu soğuğunu özledim diyemeyecegim ama Rockefeller’in büyüsünde buz pateni yapmak isterdim şimdi.Central Park’ta bu havada şortla koşabilen insanlara hayretle bakmak ve kendimi Noelin büyüsüne kaptırıp alışveriş yapmak….

Gramercy Park Hotelin barında şarabımı yudumlamak ve yağan karı izlemek.. İsterdim. Hayallerin sehriyle ilgili rüyalara dalarken gerçeklerden arınıp kendimi beyaza bürünmüş banklarında elimde kahvemle bulmak.İsterdim.Yüzümde hiç kaybolmayan bir gülümsemeyle güne baslarken onun telasında hapsolmak ve gözlerimi gökyüzüne diktigimde kuşlar kadar özgür oldugumu bilmek.  Büyüsüyle sarhos olmak… isterdim. Yılbaşına buz gibi havasına rağmen orda girmek ve biraz olsun özlem gidermek.

Kısmet, ne diyelim. Umarım bu yazıyı okuyan birileri isteklerimi benim yerime yapma şansına erişir.Kim bilir…:)

Bu kez sadece özlem…” üzerine 2 yorum

  1. Aklımdan ara ara geçmiyor değil..merak ediyorum yılbaşında New York nasıl olur diye..Sonra deli misin gidip donacaksın oralarda bir başına diyorum..Canımın içi dostum burda olsaydı ne kadar soğuk da olsa atıverirdik kendimizi sokaklara..kar da yağsa tipi de olsa iki deli metro falan kullanmadan sokaklarda yürürdük..ayakkabılarımızın içine sular da dolsa..montlarımız ıslansa..biz iki çılgın gene de sokaklarda dolanırdık yürürdük..bi şehri en güzel öyle yaşıyorsun tadını çıkarıyorsun..keşke burda olsaydı canımın içi..soğuktan donsak da birlikte New York City sokaklarını arşınlasaydık..
    Delilik ama sıcaktan fenalık geçirdiğimizde veya ayağımız su toplasa bile yaptığımız gibi:)
    New Yorktakiler..benim için de ii eğlenin 31 Aralıkta:)

  2. Cok guzel anlatmissin new york ozlemini..ama son attigin postlara bakilirsa suan new yorktasin. Neden gittin ve nezaman geri geldin hic anlatmamissin. Merak ettim, update istiyorum 🙂

Yorum bırakın